Eğri oturup doğru konuşalım: Sanal gerçeklik ile ilgili konuşurken onu artık “gelecekte bizi bekleyen” fütüristtik bir yenilik olarak değil, hayatımızda yer edinmiş bir olgu olarak ele almamız lazım. Bir yandan Oculus Rift‘ler, VR Box‘lar, Samsung Gear‘ler havada uçuşurken, bir yandan da dünyanın dört bir yanından global firmalar VR sektörüne yüklü miktarlarda yatırım yaparken, sanal gerçekliğin fazlasıyla “gerçek” olduğunu kabul etmeli. Bu denli büyüyen ve büyümeye devam edecek olan bir sektörü yakından takip edebilmek için önce temeline inmek gerek. Nedir bu sanal gerçeklik tam olarak?
İşin aslına bakarsanız sanal gerçeklik temelde Matrix’e ya da Star Trek’teki Holodeck’e benziyor; arada sadece birkaç realisttik fark var. Şu an için sanal gerçeklik yüzünüze bir ekran yapıştırmak ile eşdeğer bir deneyim. Kafaya yerleştirilen bir sanal gerçeklik gözlüğü ile elde edilen görseller, derinlemesine 3 boyutlu bir hale getirilerek son teknoloji lensler yardımıyla gerçekten ayırt edilemeyecek bir ortam meydana getiriyor.
3D görsel etkisi, sanal gerçeklik cihazının içinde ve dışında bulunan, başta kızılötesi ışınlar ve jiroskoplardan oluşan pek çok farklı sensör ile sağlanıyor. Sensörler sürekli olarak takip edildiği için kafanızı çevirdiğinizde, başınızı salladığınızda ya da eğildiğinizde cihaz size tepki veriyor.
Fotogerçekçi grafikleri ya da diğer adıyla 3 boyutlu videoyu sanal ortamda hareket edebilme kabiliyeti ile bir araya getirdiğiniz zaman kafanızda devasa bir gözlük ile salonunun ortasında oturup kendi kendinize eğleniyormuşsunuz gibi değil de, gerçekten sanal bir dünyada yaşıyormuşsunuz gibi bir his ortaya çıkıyor. Ya da en azından biz öyle olduğunu umuyoruz :) Sanal gerçeklik sektöründe Oculus Rift‘in ve HTC Vive‘ın açık ara liderlik için birbiriyle kapıştığını belirtelim.
Sanal gerçeklik nedir sorusunu iyi kötü yanıtladığımıza göre level atlayıp artırılmış ya da zenginleştirilmiş gerçekliğe geçebiliriz. Artırılmış gerçeklik, sanal gerçeklikten bir tık daha komplike bir alan. Bu alanda bilgisayar grafikleri gerçek dünya ile bir araya getiriliyor. Başka bir deyişle artırılmış gerçeklik gözlüğü taktığınız zaman dünyanız “sanallaşmak” yerine “zenginleşiyor”. Tüketici geri bildirimlerine göre artırılmış gerçeklik konusunda en başarılı deneyimi Google Glass sunuyor.
Eğer siz de milenyumun en trend teknolojilerinden birine dahil olmak ve sanal gerçeklik oyunları dünyasına dalmak istiyorsanız bir sanal gerçeklik gözlüğü edinme vaktiniz gelmiş demektir. Sanal gerçeklik gözlüğü ile birlikte kaliteli bir kulaklık ve tercihinize göre kumanda kolu ya da yürüme bandı gibi VR deneyiminizi zirveye çıkartacak aksesuarlar da temin etmeniz mümkün. Söz konusu sanal gerçeklik konusunda isim yapmış markalar olduğu zaman akla ilk gelen tabii ki sanal gerçeklik ile tanışmamızı sağlayan Oculus Rift oluyor. Kitlesel fonlama kampanyası ile bu işe girişen Oculus Rift ilk ticari gözlüğünü 2016 yılı başında piyasaya sürmüş ve oradan da adeta alıp yürümüştü. İlk çıktığında sadece websitesinde önerdiği PC’lerin kaldırabileceği büyüklükte donanım isteyen gözlükler şimdilerde Oculus’un güncelleme getirdiği teknolojisi sayesinde neredeyse piyasadaki her PC ile uyumlu hale gelmiş durumda. Oculus Rift’in sanal gerçeklik gözlüğü fiyatları ise 4.000 TL civarında.
Sektörü domine eden bir diğer marka da HTC Vive. HTC’nin oyun firması Valve ile ortaklaşa piyasaya sürdüğü Vive, bugünlerde Oculus Rift’in en dişli rakibi olarak anılıyor. Tıpkı Rift’te olduğu gibi Vive da yazılımının çalışması için bir PC’ye ihtiyaç duyuyor. Vive’ın kendine has özellikleri de yok değil; gerçek dünyayı anlık olarak ekrana getirebilen ön kamerası ve el hareketlerini algılayan sensörlü kumandası gibi. Bu ekstra özellikler Vive’ın Rift’e göre bir tık daha pahalı olmasını açıklıyor gibi: HTC Vive’ın sanal gerçeklik gözlükleri fiyatları 5.000 TL sularında seyrediyor.
Bununla birlikte daha önce de bahsettiğimiz, özellikle zenginleştirilmiş gerçeklik konusunda uzmanlaşma yolunda ilerleyen Google Glass, uygun fiyatıyla sanal gerçekliği pek çok kesim için erişilebilir kılan Samsung Gear VR, oyun sektörünün lideri olduğu halde henüz sanal gerçeklik alanında kendini kanıtlayamamış olan Sony PlayStation VR da tercih edebileceğiniz diğer sanal gerçeklik gözlüğü modelleri arasında.
Tıpkı mobil uygulamalarda olduğu gibi sanal gerçeklik oyunlarında da ortak oyunlar olduğu gibi sadece cihaza özel oyunlar da piyasaya sürülebiliyor. HTC Vive tercih edecekseniz kullanıcılar tarafından oylanarak seçilen pek çok sanal gerçeklik oyunu mevcut. Paintball, golf, bowling gibi sosyal aktivitelerin gerçekleştirildiği multiplayer oyun Rec Room, birbirinden keyifli mini oyunlar içeren ve bir sanal gerçeklik klasiği ilan edilen The Lab bunlardan bazıları. Üstelik her ikisi de ücretsiz. Öte yandan Oculus Rift için sanal gerçeklik oyunları bakıyorsanız “odadan kaçış oyunları” mantığıyla işleyen I Expect You To Die, Mark Zuckerberg’in de favorisi olan, hikayesi Satürn’ün halkalarında geçen Lone Echo ve bir gamer klasiği olan Minecraft koleksiyonunuzda bulunması gereken oyunlar arasında.
Günümüz sanal gerçeklik pastasında tabii ki oyunlar en büyük dilimi almış durumda; ancak sanal gerçekliğin potansiyeli ve dokunabileceği alanlar sadece bununla sınırlı değil. Facebook Oculus VR’ı satın aldıktan sonra Mark Zuckerberg, “Bu daha başlangıç. Oyunlardan sonra Oculus’u pek çok farklı deneyimi içeren bir platform haline getireceğiz. Evde otururken sadece bir adet gözlük takarak bir stadyumda taraftar olarak oturabilecek, sınıf arkadaşlarınızda derse katılabilecek ve doktorunuzla yüzyüze görüşebileceksiniz.” demişti. Gazeteciler, yönetmenler ve belgesel yapımcıları hikayelerine yeni açılar katmak için 360 derece videodan ve sanal gerçeklikten yararlanırken ilerici medya kuruluşları sanal ortamda konser ve etkinlik düzenlemeye devam ediyor. Fiziksel olarak bulunamayacağınız turistik mekanların ya da konaklamak istediğiniz otelin 360 derece videolardan oluşan sanal turları ise sanal gerçekliğin turizm sektörüne yansımalarından sadece bir tanesi.
Teknoloji olarak sanal gerçeklik sırtını yılların tecrübesine ve denenmişliğine dayamış durumda, bu da sektörün her zamankinden de daha hızlı gelişeceğinin bir göstergesi. Teknolojinin ve teknoloji için üretilen içeriğin daha yaygın, daha merak uyandırıcı ve daha erişilebilir olacağı dönemi bekleme taraftarı olan kesim oldukça fazla. Bununla birlikte eğlence, bilgi ve iletişim dünyasında oluşan bu yepyeni sanal dünyanın ilk denekleri olma konusunda heyecanlı olan geniş bir kesim de yok değil. Sanal gerçeklik konusunda heyecanlı ya da şüpheli olabilirsiniz; ancak 2018 yılının sektörün gerçek potansiyelinin ortaya çıkacağı bir yıl olacağı kesin.