Kendi uygulamanızı geliştirmeyi mi düşünüyorsunuz? Bu yazıda, uygulama geliştirmeye başlamadan önce bilmeniz, aklınızda bulundurmanız gereken şeyleri öğreneceksiniz.
Uygulama geliştirmenin en zor kısmı projeyi tamamlamak değildir, insanlara (uygulamanızın kullanıcılarına) harcadığınız zaman ve para kazanmak için edindiğiniz deneyimlerdir. Kullanıcıların yüzde 21’i ilk kullanımdan sonra uygulamayı kullanmayı bırakıyor. Bunun dışında, Statista’dan bir araştırma, küresel mobil kullanıcılarının yüzde 71’inin bir uygulamayı indirdikten 3 ay sonra uygulamayı cihazlarından sildiklerini ortaya çıkardı.
Bu, bir uygulama geliştirmeyi düşünen şirketler için çok iyi bir haber gibi görünmüyor. Uygulamanın belirli bir süre sonrasında silinmesi bir gerçektir. Şirketlerin yapması gereken, bu listedeki başarısızlık nedenlerini saptamak ve bu oranları en aza düşürmektir.
İşte mobil uygulamaların başarısız olmasının 5 nedeni!
Sorunun ana nedenini zaten belirledik. Kullanıcılar, uygulamanıza tabiri caizse âşık olmalı. Geliştirdiğiniz uygulamanın hak ettiği beğeniyi aldığını düşünmüyorsanız, sorun belki de bu listedeki başarısızlık nedenlerinden biridir.
Mobil uygulamaların büyük bir bölümü daha en başından başarısızlığa mahkûm ediliyor. Bunun yegâne nedeni, kullanıcıları düşünmeden uygulamanın geliştirilmesidir. Azımsanmayacak sayıda geliştirici, kullanıcıların neleri beğendiklerine dair bir araştırma yapmadan uygulama geliştiriyor ve projenin piyasaya sürülmesinin akabinde o acı sonuç ile karşılaşıyor. Kullanıcılar tarafından dikkate alınmıyor, indirilmiyor ve geliştiricinin uygulamayı geliştirmek için harcadığı zaman ve emek koca bir hiç oluyor.
Uygulamanız her mertebeden insana hitap edebilmeli. İnsanlar karmaşıktan genel olarak uzak dururlar, basit her zaman daha çok rağbet görür. Uygulamanızın kavrama seviyesi çok zor ise bazı kullanıcılar bu durumdan hoşnut olmaz ve uygulamanıza daha fazla kafa yormadan kaldırır.
Uygulamanız için kullanabileceğiniz birkaç yöntem:
Kullanıcıların uygulamanızdan sıkılmaması çok önemli. Uygulamanızın kasvetli bir atmosfere sahip olmadığından, her kullanıcının kolayca kullanabileceği bir şekilde tasarlandığından emin olun.
Uygulamalar kullanıcı dostu olmalı. Zor, karmakarışık bir arayüz kimsenin hoşuna gitmez. Uygulamada gezinmenin son derece basit olmasına, kullanıcıların bulmak istediklerine en basit yolda ulaşabilmeleri için gelişmiş bir arama özelliğinin bulunmasına dikkat edin.
Bir dakikalığına her şeye ara vermenizi istiyoruz. Arkanıza yaslanın, hayal edin: Bir parti davetlisiniz ve partide kimse sizinle konuşmuyor. Yeterli olmadı mı? Yeni bir işe başladınız ve sizi eğitecek kimse yok. Size yön verecek kimse olmadığı için muhtemelen başarısızlıklara uğrayacaksınızdır, bu da sizin işten atılmanıza neden olabilir.
Uygulamanız yeterince ilgi çekici olmalı. Kullanıcı kendini içeride yalnız hissetmemeli. Kullanıcılar ile bağlantı kurmalısınız. Uygulamanızın yeteri kadar eğlenceli olduğundan emin olun.
Facebook’un veri skandalı hâlâ akıllarda, değil mi? Bu skandal, insanların Facebook’un kullanıcıların verilerini nasıl koruduğuna daha derinlemesine bakmasına neden oldu. Milyonlarca insan, verilerin üçüncü taraflara paylaşılmasından şikâyetçi oldu. Bu skandal, insanların gizlilik ayarlarını gözden geçirmesine ve hatta biraz daha ileri giderek kullanıcıların Facebook’tan vazgeçmesine neden oldu.
Kullanıcılara güven sağlamazsanız uygulamanızdan vazgeçmeleri çok da uzun sürmez. Bu nedenle veri gizliliği en üst düzeyde önemsenmelidir. Uygulamalara olan güvenin üzerinde artık eskiye nazaran daha çok duruluyor. Yapabilecekleriniz şeffaf olmak, kullanıcıdan istenilen tüm bilgileri ne amaçla kullanacağınızı belirtmektir. Bu, bilgileri sizinle paylaşmalarına daha istekli olmalarını sağlayacaktır.
Türkiye (Türkçe)
Worldwide (English)
